Çiğli Mutlu Son-Masöz Esra

Çiğli Mutlu Son-Masöz Esra

Çiğli Mutlu Son-Masöz Esra Roma’nın İtalya üzerindeki kontrolü sallantıdaydı. Roma ordusundan daha önemli bir şey yoktu ve zayıflamasına asla izin verilemezdi. Ordunun safları sadece üst sınıftan Roma vatandaşlarına açıktı; Postumius, Dionysos mezhebini, Aebutius gibi gençleri bünyelerine katarak en güvenilir Romalı erkekleri zayıf düşürmekle suçlayabilirdi. Heyecan verici konuşmasında konsül, Roma silahlarının “müstehcenlik tapınağından gelen sefillere” teslim edilip edilemeyeceğini ve “ahmakça ahlaksızlıklarla kirlenmiş kimselerin [Romalı] kadınların ve çocukların iffetini koruyup koruyamayacaklarını” soruyordu. Cevap “hayır”dı. Postumius, mezhebin Roma’ya bir hastalık gibi bulaştığı ve bastırılması gerektiği yolunda uyarıda bulundu.

Senato, zanlıların kökünün kazınması ve sorgusuz sualsiz infaz edilmesi için Postumius ve Roma’nın diğer konsüllerine benzersiz yetkiler verdi. Bunun üzerine konsüller iki yıl süren büyük bir dehşet dalgası estirerek İtalya genelinde yedi bin kişiyi katlettiler. Siyasi düşmanları ve zina yapanları kapsayan baskılar, paniğe ve toplu intiharlara yol açtı. Roma’dan kaçmaya çalışan zanlılar yakalanarak hapse atıldılar.

Çiğli Mutlu Son

Çiğli Mutlu Son Çoğunluğu hemen ölüme mahkum edilen erkekler devlet eliyle infaz edilirken, kadınlar da cezalandırılmak üzere evlerine teslim ediliyordu. O güne kadar Roma’da böylesine şiddetli bir dinsel baskı görülmemişti. Şiddetin kapsamı ve derecesi hesaba katıldığında, Dionysos mezhebine bağlı olanların Postumius’un da savunduğu gibi “devleti yıkmaya dönük” bir tehdit oluşturduğu düşünülebilir. Fakat bu doğru değildi. Baskılar başladığında, Roma’da mezhebe epey zamandır müsamaha gösteriliyordu. Kartaca ve Hannibal’i yenmiş bir devletin seks manyağı kahinlerden ve fahişelerden korkmasına pek gerek yoktu.

Eğer mezhep yalnızca kadınların katıldığı kırsal bir hareket olarak kalsaydı, muhtemelen, yarımadada asırlardır yaptığı gibi şenliklerini sürdürmeye devam edebilirdi. Devlet, propagandalarında mezhebin cinsel sapkınlığına, özellikle soylu genç erkekleri “kadınsılaştırmasına” yüklendi. Erkek erkeğe seks yaygındı ama Yunanlar gibi Romalılar da hâlâ pasif eşcinselliği kınıyorlardı. Soylu gençlere livatanın dayatılması yönünde herhangi bir suçlamanın öfke uyandıracağı kesindi. Özellikle askerlik çağına gelmiş Aebutius gibi genç erkeklerin işin içine çekildiği yönündeki haberler patlak verdiğinde, şartlar bir güç oyunu için müsait olmuştu.