Çiğli Evde Masaj-Masöz Esra Hanım

Çiğli Evde Masaj-Masöz Esra

Çiğli Evde Masaj-Masöz Esra Eşcinsellere oluşturulan davaların çoğu, gayet varlıklı adamların kaba saba oğlanları -daha sonra Wilde’ın “panterlerle ziyafet” diyeceği- kötü yola sürüklediği yönündeki inanca dayanıyordu. Bu inançta bir hakikat payı vardı. Londralı bir düzenbazın “Jack Saul” takma adıyla yazdığı 1881 tarihli yarı kurgusal bir otobiyografi olan The Sins of the Cities of the Plain or the Recollections of a Mary Ann [Ova Şehirlerinin Günahları ya da Mary Ann’in Anıları] adlı kitapta genelevlerin geniş altkültürü anlatılıyordu.

Varlıklı adamlar alt sınıftan ergenlerle, çoğu vakit da askerlerle para karşılığında birlikte oluyorlardı. Kira parası için müşterilerine şantaj yapma âdetlerinden dolayı “kiralık oğlanlar” diye tanınan genç erkekler, aristokrat adamların erotik ve çok tehlikeli fantezilerinin nesneleri oluyorlardı. Wilde, Saul’ün kitabını okumuştu ve bu yeraltını bir grup aristokratın yaptığı benzer biçimde zevkle keşfetmişti. Bu aristokratlardan birinin Londra’nın Cleveland Caddesi’ndeki bir adam genelevinin patronu olması ülkedeki en büyük skandallardan birine yol açtı.

Çiğli Evde Masaj-Masöz Esra

Çiğli Evde Masaj-Masöz Esra Cleveland Caddesi vakası 1889 yılının Temmuz ayında bir postanede başladı. Charles Swinscow adındaki telgrafçı oğlan maaşından çok daha çok bir parayla yakalandı. Genç, parayı kendisine dokunmak için para veren bir “centilmenden” almış olduğunı itiraf etti polise. Daha sonrasında başka telgrafçı oğlanlar da aynı işi çoğu süre Charles Hammond adındaki bir insanın işlettiği genelevde yapmış olduklarını itiraf ettiler. Hammond tutuklanacağını sezince Paris’e kaçarak öfkeli genç çalışanlarını soruşturmayla baş başa bıraktı. Bu kişilerden biri polise şunu söylemiş oldu: “Yüksek mevkideki beyler ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşırlarken benim başımın derde girmesi ne kadar acı.” Kimden bahsetmiş olduğu sorulunca Euston Kontu gibi, Lord Arthur Somerset’in de Hammond’ın Cleveland Caddesi’ndeki evine tertipli olarak geldiğini söylemiş oldu.

Bunlar polisin sezmek istemeyeceği iki isimdi. Somerset, Galler Prensi’nin yakın dostuydu ve onun ahırlarını işletiyordu. Euston ise Grafton Dükü’nün en büyük oğluydu ve yüksek mertebeli bir farmasondu. Bu, işin ucunun daha yüksek mevkilere uzandığını gören polis için tehlikeli bir vakaydı. Ayrıca Cleveland Caddesi’ndeki genelev gözetlenmeye başladı ve çok geçmeden parlamento üyesi Somerset’le birlikte başka seçkin kişilerin de gizlice içeriye girip çıktıkları görüldü.